Boşanma davalarında pek çok durum ve sonuç ortaya çıkmaktadır. Mal paylaşımı, aile konusu tahsisi ve varsa çocuğun vilayeti, en çok merak edilen konulardır. Hangi durumlarda çocuğun velayeti anneye verilmez sorusu da sıklıkla sorulan sorular arasında yer almaktadır. Çocukların ya da çocuğun velayetinin hangi ebeveyne verileceği pek çok değerlendirme sonucu karara bağlanmaktadır. Velayet konusunda karara varılırken çocuğun üstün yararı gözetilmektedir.
18 yaşının altındaki çocuklar, ailelerin boşanması durumunda velayet kararı ile anne ya da babaya verilmektedir. Bu durumda velayeti alan taraf çocuğun bakımını, eğitimine ve yararını en iyi şekilde gözetecek olan ebeveyn olarak seçilmektedir. Velayet davalarında en önemli şey, çocuğun üstün yararıdır.
Yaşanmış olan ya da yaşanan somut olaylar, çocuğun yararına değerlendirilmektedir. Velayet davalarında en çok dikkat edilen bir diğer unsur ise çocuğun idrak yaşına geldiğinde yapacağı tercihtir. Velayet davasını etkileyen bir durum olmasa da hakime karar verme aşamasında etki etmektedir.
Velayet davalarında çocuk çok küçükse ve anne sütüne, anne sevgisine muhtaç bir durumdaysa velayetin anneye verilmesi durumu çok yüksektir. Bazı durumlarda ise velayet anneye verilmemektedir. Velayetin anneye verilmemesi söz konusuysa annede ciddi sağlık sorunları, alkol bağımlılığı gibi sorunlar yer almalıdır.
Annenin Sağlık Durumunun Kötü Olması
Annenin fizyolojik ve psikolojik sağlığı çocuğun bakımında aksaklıklara ve sorunlara neden olacak düzeydeyse çocuğun velayeti anneye verilmez. Annenin psikolojik sağlığının bozuk olduğu iddia ediliyorsa bu durumda hakim gerekli tetkiklerin yapılası için anneyi devlet hastanelerine yönlendirir. Hastane raporuna göre annenin akıl sağlığı çocuğun bakımını üstlenemeyeceği derecedeyse, çocuğun yararı gözetilemeyecekse, bu durumda annenin psikolojik rahatsızlığı olduğu belgelenirse velayet anneye verilmemektedir.
Annenin Akıl Sağlığının Yerinde Olmaması ve Fiil Ehliyeti
Fiil ehliyeti olmayan anneye çocuğun velayeti verilmemektedir. Fiil ehliyeti olmayan ergin kişilerin ayırt etme durumuna sahip olduğu düşüncesi ile borç altına girmelerini ifade eder.
- Annenin ayırt etme konusunda sorunları varsa
- Akıl sağlığında zayıflık varsa
Bu durumlarda çocuğun velayeti anneye verilmez. Çocuğun yararının sağlanabilmesi için annenin akıl sağlığının yerinde olması gerekir. Ayrıca ayırt edebilme gücünde de eksiklik olmaması gereklidir.
Annenin Madde Bağımlısı Olması
Hangi durumda çocuğun velayeti anneye verilmez sorusuna bir diğer cevap ise madde bağımlılığıdır. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığına sahip olan veya diğer zararlı alışkanlıklarından dolayı tedavi gören anneye çocuğun velayeti verilmemektedir. Kötü alışkanlığa sahip olan anne, çocuğun faydasını gözetemeyecektir. Bakımına da gerekli özeni gösteremez. Çocuğun sağlıklı ve mutlu bir hayata sahip olabilmesi ana hedef olduğundan çocuğun gelişimini ve sağlığını direkt bir şekilde etkileyecek olan onu zararlı alışkanlıklara yönlendirme ihtimali bulunan yaşam biçiminde uzaklaştırılması gerekir. Bu durumda çocuğun velayeti anneye verilmez.
Annenin Velayet Hakkını Kötüye Kullanması
Çocuğun üstün yararı gözetilerek velayet süreci gerçekleşir. Velayet hakkı hangi tarafta olursa olsun diğer tarafın da bazı hakları bulunmaktadır. Belirli vakitlerde çocuğuyla görüşme ya da diğer ebeveynde kalması gibi haklar bunlara örnektir. Fakat velayet hakkına sahip olan anne bu hakkı kötüye kullanıp çocuğun babası ile iletişim kurmasına engel oluyorsa ya da baba bu şekilde cezalandırılıyorsa velayet anneye verilmemektedir. Velayet, çocuğun üstün yararı için gerçekleştirilmektedir. Bu yolda eşlerin boşanma sonucunda birbirini cezalandırmak amacıyla çocukları kullanması hukuka aykırı bir durum meydana getirir. Sonuç olarak velayetin anneye verilmemesine ya da velayet hakkının diğer ebeveyne vermedi gibi durumlar ortaya çıkabilir.
Annenin Tutuklanması ya da Hüküm Giymesi
Annenin bir suç sonucu tutuklanması ve cezaevine girmedi gibi durumlarda velayet anneye verilmemektedir. Tutuklu annenin çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilmesi oldukça zordur. Bu durumda çocukların ihtiyaçlarının karşılanabilmesi ve yaşamına en iyi şekilde devam edebilmesi göz önüne alınarak velayet anneye verilmemektedir. Annenin tutukluluğunun sona ermesi söz konusuysa velayetin el değiştirmesi için hak doğar.
Annenin Sonradan Evlenmesi
Velayet hakkına sahip olan anne tekrardan başka biriyle evlenirse bu durum velayeti etkilemektedir. Fakat sonradan gerçekleşen evlilikte çocuğa gösterilen fiziksel ya da psikolojik şiddet söz konusuysa bu durumda çocuğun velayeti anneden alınır. Sonradan gerçekleşen bu evlilik çocuğun duygusal ve maddi ihtiyaçlarına hiçbir şekilde cevap vermemesi ya da yeterli gelmemesi durumunda çocuğun zarar görmesi ihtimali de göz önüne alınır. Dolayısıyla velayet anneden alınır ya da ona hiç verilmez.
Velayeti Annede Olan Çocuğun Babaya Gitmek İstemesi ve Babanın Hakları
Hangi durumlarda çocuğun velayeti anneye verilmez sorusunda çocuğun iradesinin de etki ettiği bazı noktalar vardır. Velayeti annede olan çocuk babaya gitmek isterse bu durumda idrak yaşı göz önüne alınır. Yargıtay’a göre kural olarak çocuklarda idrar yaşı 12 olarak belirlenmiştir. İdrak yaşını geçmiş bir çocuğun babasıyla görüştürülmemesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Annenin velayet hakkını almış olması, babanın haklarının var olmadığı anlamını taşımaz.
Velayeti annede olan çocuğun babasını görme ve onunla duygusal ilişkilerini sürdürme hakkı vardır. Mahkeme kararı verilmediği müddetçe çocuk, babası ile olan duygusal gelişimine ve iletişimine devam edebilmektedir. Aksi bir durum ya da karar söz konusu değilse çocuğun babası ile görüşmesi engelleneme. Baba, çocuğuyla vakit geçirme, onun ihtiyaçlarını karşılama ve çeşitli aktivitelerde bulunma gibi haklara sahiptir. Ayrıca velayetin değiştirilmesi hakkına da sahiptir ve bunun için dava açması gerekir.
Çocuğun velayeti annenin çocuğun gelişimini destekleyemeyecek ya da ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumdaysa babaya verilmektedir. Annenin fizyolojik ve psikolojik anlamdaki sağlığı çocuk bakımını üstlenme noktasında yetersizse velayet anneye verilmemektedir.
Çocuğun Velayeti Nasıl Verilir?
Boşanma nedenlerinde aldatma bir sebep olsa da velayeti doğrudan etkileyen bir durum değildir. Hakim kararı açısından aldatan eş, hakim gözünde olumsuz bir etki oluşturmaktadır. Hakim velayet davalarında çocuğun üst yararını gözettiğinden bu olumsuz izlenim velayet davası sonucunu kısmi de olsa etkilemektedir. Aldatma doğrudan olmasa da dolaylı yoldan velayet kararını etkileyebilmektedir.
Velayet davası sonucunda anne ve babanın çocuk ile olan ilişkisi, velayet hakkına sahip olmayan tarafın ne sıklıkla görüşeceği, yatılı kalma durumu gibi durumlar düzenlenir. Burada iki farklı yaş aralığı bulunmaktadır. Bunlar:
- 3-5 yaş arası
- 5-18 yaş arası
Çocuğun 3 yaşından sonra annesi ile olan bağının zayıfladığı varsayılmaktadır. Fakat bu durum mahkeme kararına bağlıdır. 3-5 yaş arasındaki çocuğun annesi ile uzun süre ayrı kalmaması, duygusal anlamda eksikliğini hissetmesi son derece normal karşılanır. Genel olarak çocuklar 5 yaşından sonra babaya verilir.
18 yaşından sonra velayet hakkı düşmektedir. Türk Medeni Kanunu’nda yer alan düzenlemelere göre ergenlik yaşı 18 olarak kabul edilir. Bu yaşa giren kişiler yararlarını kendinin gözetebileceği bireyler olarak kabul görürler. Velayet hakkına ilişkin kriterler ve durumlar, çocuk 18 yaşına girdikten sonra ortadan kalkar.
5 yaşından küçük çocukların velayetleri genellikle annelere verilmektedir. Yargıtay kararına göre 0 ile 3 yaş arası çocukların anneleri ile fiziksel ve duygusal anlamda ayrı düşmemesi gerekir. Çocuk 5 yalında ise anneye olan şiddetli bağımlılık dönemi azalmaktadır.