Vasi atanması davası nedir sorusundan önce vesayetin ne olduğuna değinmek gerekir. Vesayet, Türk Medeni Kanunu ile düzenlenmiştir. Kısıtlı olan kişilerin ya da vesayet altında bulunmayan küçük yaştaki çocukların menfaatlerinin korunması adına düzenlenen bir yasadır. Bu vesayet düzenlemesiyle birlikte vesayet altında olan kişilerin mal varlıklarının korunması ve onların temsil edilmesi sağlanmaktadır. Aslında vesayet, devletin anayasal görevleri arasında yer almaktadır. Devletin zayıf kesimi, muhtaç olanları koruma gibi sorumlulukları vardır.
Vesayet, vasi aracılığıyla kişinin haklarının, mal varlıklarını ve benzeri haklarının korunmasını sağlayan kişidir. Bu kurulan ilişkinin hangi şartlar altında meydana geleceği, hangi makamlarca kurulacağı, vasinin kim olacağı, kişilerin nasıl tanışacağı gibi pek çok konu hakkında kanunlar açıkça düzenlemeler yapılmıştır. Taraflar kendi iradeleri ile bir başka insanın kendilerine vasi olmalarını talep edebilmesi gibi bir durum söz konusu değildir.
Vasi Ataması Gerektiren Durumlar Nelerdir?
Vasi atanması davası konusunda en çok merak edilen sorulardan biri, bu durumun hangi şartlar altında gerçekleşebileceğidir. Türk Medeni Kanunu madde 404’te ve devamındaki maddelerde vesayet altına alınması gereken şartlar belirtilmiştir. BU düzenlemelere göre şu durumdaki kişiler vesayet altına alınmaktadır:
- Reşit olmayan kişiler
- Vasi ataması talebinde bulunanlar
- Akıl hastalığı gibi ayırt etmede güçlük çekmeye neden olan durumlar
- Özgürlüğü bağlayıcı nitelikte olan cezalar
- Alkol ve madde bağımlılığı
- Kötü yönetim ve savurganlık
Reşit Olmayan Kişiler İçin Vasilik
Kanunda yer alanlara göre 18 yaşını doldurmamış olan kişiler reşit sayılmamaktadır. Reşit olmayanlar anne ya da babanın velayetindedirler. Fakat bu kurala rağmen anne ve baba şe velayet bağı olmayan çocuklar da vardır. Böyle durumlarda velayet altına alınmamış olan küçük çocuklar vesayet altına alınmaktadırlar. Bu kişilere yasal vasi atanır. Türk Medeni Kanunu madde 404’e göre görevlerini parken vesayet istenen bir durumun varlığını öğrenen nüfus memurları, noterler, mahkemeler ve idari makamlar bu durumu yetkili vesayet mercilerine bildirmek durumundadır. Velayet altında olmayan küçük çocuklara vasi tayin edilmesi adına dava açılabilmekte ve vasi durumu gerektiren kişiler de resen Sulh Hukuk Mahkemeleri aracılığıyla başvuruda bulunarak reşit olmayan kişiye vasi ataması sağlayabilmektedir.
Vasi Ataması Talebinde Bulunma
İstek ile kısıtlama gerektirecek durumlardan bazıları şunlardır:
- Engelli durumu
- Yaşlı olmak
- Ağır hastalıklar
- Deneyim sahibi olmamak
Verilen nedenlerden dolayı vasiyet altına girilebilmesi için bu nedenlerden dolayı olayları gerektiği gibi yönlendirememe durumunun ispat edilmesi gerekmektedir.
Akıl Sağlığı Nedeniyle Vasilik
Vasi atanması davası görülen en yaygın konulardan biri akıl sağlığıdır. Kişi akıl hastalığı ya da akıl zayıflığı gibi nedenlerle kendi işlerini halledemeyecek noktaya gelmişse ve kişinin bakımı ve korunması adına devamlı olarak yardıma muhtaçsa, kişi başkalarının güvenliğini riske atıyorsa bu durumda vasiyet altına alınmaktadır. Reşit olmama nedeniyle vasiyet altında alma durumunda olduğu gibi akıl hastalığı nedeniyle vasiyet altına alınmada, görevlerini yerine getirdikleri esnada vesayet altına alınma durumunu öğrenen noterler, idari makamlar ve mahkemeler durumu hemen yetkili vesayet makamlarına bildirirler.
Özgürlüğü Bağlayıcı Nitelikte Olan Vasilik
Özgürlüğü Bağlayıcı cezalar kişinin vesayet altına alınmasına neden olabilir. Bu cezalar bir yıl ya da daha uzun süreli hapis cezası alan kişiler için geçerlidir. Bildirim yükümlülüğü ceza veren makama bağlıdır. Türk Medeni Kanunu madde 407’ye göre cezayı yerine getirmekle görevli olan makam, yükümlünün cezasını çekmeye başlayıp kendisine vasi atamak için yetkili vasiyet makamına durumu bildirmek ile görevlidir. Aslında mahkeme tarafından verilen cezanın infazı sırasında hükümlü olan kişinin malvarlığının değerlerinin korunması, bu yasanın ana hedefidir.
Bir yıl ya da bir yıldan fazla hapis cezası alan kişiler için vasi tayin edildiğinde vasi, kişinin malvarlığını ve haklarını korumakla yükümlü hale gelir. Bu durumda vasiye de ceza davasının devamında tebliğler yapılır.
Alkol ve Madde Bağımlılığı, Savurganlık, Kötü Yaşam Tarzı Nedeniyle Vasilik
Belirtilen durumlardan dolayı kişinin vesayet altına girebilmesi için ailesini ya da kendisini yoksulluğa düşürme tehlikesinin mevcut olması gerekmektedir. Ayrıca devamlı korumaya ihtiyaç duyan, bakıma ihtiyaç duyan bir durumda olması ve başkalarının güvenliğini riske atması gerekmektedir.
Vesayet Davası Nedir?
Vasi atanması davası nedir gibi sorular vasi durumlarında merak edilen sorulardan biridir. Vesayet kurumu her türlü ayrıntısı ile kanunda yer etmiştir. Kanuna göre kişiye vasi ataması yargı kararı ile gerçekleşmektedir. Kişi kendisinin vasiyet altına alınmasını mahkeme tarafından talep edebilir ve zorunlu nedenlerle talebe ihtiyaç duyulmadan mahkeme tarafından vasi tayin edilebilir.
Vasiyet davası Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülmektedir. Bu mahkemelerde açılan vesayet davaları ile gerçekleşir. Vesayet davasında vesayet altına alınacak kişinin belirlenen şartlara sahip olup olmadığı araştırılır ve mahkeme tarafından kişilerin menfaati ile haklarının korunması için vasi ataması işlemleri gerçekleşir. Vesayet davası çerçevesinde atanan vasi, vasi atanan kişi adına hukuki işlemler gerçekleştirebilmektedir. Bazı işlemleri gerçekleştirmek için mahkemeden izin alması gerekmektedir.
Vesayet davasında kısıtlanacak kişi kötü yaşam sürmesi, kötü yönetmesi, madde bağımlısı olması, alkol bağımlısı olması, savurgan olması veya kendi isteği ile vesayet altına alınması hususlarında hakimi dinler. Eğer kişi akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanacaksa bu durumda hakim karar verebilmek için sağlık kuruluşundan alınmış rapor talep eder. Kısıtlama nedenleri oldukça fazla olduğu için dava süresi boyunca hakimin uygulayacağı yöntemler de değişim gösterecektir. Dava sonunda kişi hakkında vesayet kararı verilmişse bu karar bildirilecektir. Karar, kısıtlanan kişinin nüfusa kayıtlı olduğu yerde ve yaşadığı yerde ilan edilir. Türk Medeni Kanunu madde 410’a göre kısıtlama kararları kesinleştikten sonra kısıtlı olan kişinin nüfusa kayıtlı oldu yerde ve yerleşim yerinde ilan edilmektedir.
Kısıtlama iyi niyetli üçüncü kişileri ilandan önce etkilemeyen bir durumdur. İlan durumunda vesayete dair en önemli durumdur. Medeni Kanun’da yer alan düzenlemelere göre iyi niyete hukuki bir sonuç bağlanmışsa asıl olan iyi niyetin varlığı olmaktadır. Fakat durumun gerektirdiği ölçüde kendisinden beklenen ilgi ve özeni göstermeyen kimseler iyi niyet iddiasında bulunamamaktadır. Bu ilan hususu üçüncü kişilerin iyi niyet iddiası ortaya atmasına engel olur. Kısıtlanan birey durumun ilanından önce üçüncü kişilerle işlem gerçekleştirmişse bu durumda iyi niyet söz konusu olabilir.
Vasilik Nedir?
Vasi atanması davası nedir sorusunda vasiliğin ve vesayetin en olduğu konusunda pek çok soru işareti oluşur. Kişi malvarlığını ve hayatını yönetemeyecek duruma gelmişse bu durumda o kişinin haklarının korunabilmesi için onlara bir vasi atanmaktadır. Bu vasiler kişilerin haklarının ve mal varlıklarının korunması için görevlendirilirler. Vasilik gibi durumlarda mutlaka bir Antalya avukat ile görüşmek, yardım ve danışmanlık almak önemlidir. Kendi istekleri doğrultusunda vasi atamasını talep edenler ya da bu davanın haksız olduğunu düşünen kimseler avukatlardan yardım alabilmektedir. Dava hangi türde olursa olsun her zaman avukatlardan ya da hukuki danışmanlardan yardım almak gerekir. İnsanlar hangi durumda kendi haklarını ne şekilde koruyacaklarını bilememektedirler. Bu durumda avukatlar en büyük yardımcı ve temsilci rolündedirler.